19 Şubat 2017 Pazar

Yin ile Buluşma




Yin yoga eğitimi alırken, ne kadar zorlandığımı hatırlıyorum. Duramayışımı,  "akış bana daha iyi geliyor" diye içten içe üsteleyişimi, uygulayabileceğim pozların içine girmeyi reddedişimi, bitmeyen sorularımı. Eğitimlerde kişiden kişiye öncelikler değişebiliyor. Sıklıkla yoga hareketleri ve 'eğitmenlik' ilk sıraları alabiliyor. Halbu ki önce sen sindirebiliyor musun yin olabilmeyi? İçine dahil olabiliyor musun? Çekinmeden soru sorabiliyor musun? Açıklıkla cevaplayabiliyor musun?
 
Adımlarım geri geri gidiyor zannederken, daha da dahil olmuşum. Çok kendi içimde yaşamışım. Anlamaya çalışmışım. 'Bırakmak' ile savaş verdiğimi düşünürken, zaten dönüşmeye başlamışım. 
Hatha ve Yin kıyaslandığında, ilk etapta Hatha yoga cazip gelir insanlara. Akışta olmak başlangıçta hep daha iyi hissettirir. Durma eylemi  zaman kaybı ve yüzleşmek gibi kelimeleri de beraberinde getirir. 

Hatha yoga ile bedenin dayanıklılık, kuvvet  ve esneklik kazanırken, çakraların varlığından haberdar olursun. Yedi güç merkezi olan çakralar, salgı bezlerinin bulunduğu kısımdadır. Her çakra bir salgı bezi ile arkadaş. Onlar anlaşmaya varınca, enerjin dengelenir.  Asana (yoga hareketleri) ise sana ayna olur.

Yin yoga ise bağ dokuyu (fasya) hedef alır ve uygulamalar meditatiftir. Burada da meridyenler ( enerji kanalları) ile irtibat kurmaya başlar ve her uygulamada mental ve bedenen 'bırakabilmeyi' pratik edersin.

Her ikisinde de tutunmanı, teslimiyetini, çabanı, dengeni, kaçışını, kendini görürsün.  Çok sakin ve hareketsizsen akış iyi gelebilir, yalnız belki de bunca koşuşturma arasında tek ihtiyacın durabilmektir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder